Selami Şahin geçirdiği korkunç kazayı anlattı: Başıma darbe aldım saçımın bazı bölümleri çıkmıyor

Samimi açıklamalarda bulunan sanatçı, 37 yıllık eşi Didem Şahin’le nasıl tanıştığını da anlattı ve eşinin ailesinin önce büyük zorluk çıkardığını söyledi:

“Biz sanatçıya kız vermeyiz dediler. Üçüncü kez istemeye gittim, babası ‘Bu adamı seviyor musun?’ dedi. Cevap yok! ‘Cevap vermediğine göre seviyor, verdim gitti’ dedi.”

Nişan yüzüklerini Zeki Müren’in taktığını anlatan Şahin, oğlu Lider doğduğunda sanatçının hediye olarak 30 altın verdiğini söyledi.

Usta sanatçı, sohbetin bir bölümünde, 1980’li yıllarda geçirdiği trafik kazası sonrası hayata nasıl tutunduğunu da anlattı. Otomobiline kamyon çarptığını söyleyen Şahin, o korkunç anları şöyle anlattı:

“Caddebostan’a giderken önümüze kamyon fırladı. Yanımdaki arkadaşım vefat etti. Elimi alnıma koyarak, başımı korumuşum, yoksa ölecektim. Kolumu keseceklerdi neredeyse. Lider bir yaşındaydı daha. Kafama darbe yediğim için bir yerde saç var, bir yerde de yok.”

ÇÖPTEN EKMEK YEDİM; BENİM HAYATIM BİR ROMAN

Hayat hikâyesi Antakya’da Suriye sınırındaki bir köyde fakir bir ailenin çocuğu olarak başladı. Bin bir macerayla İstanbul’a geldi. Hem hayatta kalmaya hem de keşfedilmeye çabaladı. Emekleri boşa gitmedi, Türkiye’nin en başarılı müzisyenlerinden biri olarak adını müzik tarihimize yazdırdı. ‘Özledim’, ‘Seninle Başım Dertte’, ‘Gitme Sana Muhtacım’, ‘Ben Sevdalı Sen Belalı’ gibi sayısız hite imza attı.

Sanat hayatında 50 yılı geride bırakan Selami Şahin yaşadığı zorlukları Hürriyet’ten Hakan Gence’ye anlamıştı;

* Antakya’nın Yayladağ’ında, Suriye hududuna yakın bir köyde doğdum. Rahmetli anne-babam çok fakirdi. Babam inşaat işçisiydi. Annem Mısırlıydı, hiç Türkçe bilmezdi. Ben de Türkçeyi ilkokula giderken öğrendim.

* Öğretmenlerim “Senin sesin çok güzel. Günün birinde şarkıcı olabilirsin” derdi. Ama nota, Müzik nedir bilmiyordum ki. Sadece köyde kendi kendime kaval çalardım. Ben de “Şarkıcı olacağım” diye ailemin gönlünü alıp köyden yola çıktım. 15 yaşında üstü kapalı bir kamyona bindim, cebimde beş kuruş para olmadan Antakya’ya gittim. Hemen iş aradım. Bir lokantada komilik yapmaya başladım. Adana, İskenderun… Gezdim, çalıştım. Ama baktım ki oralarda şarkıcı olunmaz. İstanbul’un yolunu tuttum.

* Elimde tahtadan bir bavul, başladım iş aramaya… Bulamadım. İlk gece Taksim Parkı’nda yattım. Ertesi gün Beyoğlu’nda Şato Hotel’de çalışmaya başladım. Müşteri gömleği yıkadım, ütü yaptım, tuvaletleri temizledim. Otelin en üst katında halılar, kilimler vardı, onların üzerine bir yorgan koyup orada yatıyordum. Ama param azdı. Daha rahat yiyecek bulurum diye düşünüp Tarlabaşı’nda Lades tavukçusunda komilik yapmaya başladım. Bir süre sonra işten çıkardılar.

* Gülhane Parkı’nda üç gün üst üste yattım. Çöp kutularına atılmış ekmekleri yedim. Çok acılı günler yaşadım.

* Rahmetli Recep Dengin’in sahibi olduğu bir plakçıda işe girdim, dükkânda kalmama izin verdiler. Orada çalışırken bir gün müzisyen arkadaşların geleceğini ve Yemek yiyeceklerini duydum, mutluluktan uçtum. Yanlarına gidip “Bana plak yapabilir misiniz? Sesim çok güzel. Yoksa işten ayrılacağım” dedim. “Daha çok küçüksün, nota bilmiyorsun ama sesini bir dinleyelim” dediler. ‘Gurbette ömrüm geçecek’ diye bir türkü okudum, hepsi ayağa kalktı. Sesimi çok beğendiler. Arka arkaya 45’likler yapıldı. Ve birden neye uğradığımı şaşırdım, ünlendim…

* 16 yaşında ünlendim, nota bilmiyorum, ilkokul mezunuyum… Ders alırsam param azalır diye kitaplara bakarak kendi kendime öğrendim.

Gözden Kaçmasın

1 TL tazminata mahkum edildi!

#GÖKHAN ÖZEN#MEHMET SEVİGEN

Engincan Ural ile Merve Kaya evleniyor…

#ENGİNCAN URAL#MERVE KAYA

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir